Oranı Belirlenmek Suretiyle Finansman Gider Kısıtlaması 2021 Yılında Fiilen Başlatılmaktadır
Kamuoyu tarafından “Finansman Gider Kısıtlaması” olarak nitelendirilen uygulamanın yasal dayanağı 15.6.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6322 Sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan değişiklikler ile oluşturulmuştur.
Konuya ilişkin düzenlemeler Gelir Vergisi Kanunu’nun “Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler” başlıklı 41/1-(9) maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanununun, “Kabul edilmeyen indirimler” başlıklı 11/1-(i) maddesinde yer almaktadır. Sözü geçen düzenlemeler uyarınca; yabancı kaynakların öz kaynaklarını aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan kısmı gelir/kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacaktır.
Oran konusunda Cumhurbaşkanına verilen yetki bugüne kadar kullanılmamış olduğu için uygulama yürürlüğe girmemiş bulunmaktaydı. 4 Şubat 2021 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ile Finansman Gider Kısıtlamasının oranı %10 olarak belirlenmektir.
Böylelikle 1.1.2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere başlamak üzere Finansman Gider Kısıtlaması uygulamaya sokulmuş olmaktadır.
Buna göre;
a) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendi hükümlerine göre; kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unun gider olarak indirilmesi kabul edilmeyecektir,
b) 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi hükümlerine göre; kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktöring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının % 10'u kurum kazancının tespitinde indirim olarak kabul edilmeyecektir.
Uygulamaya ilişkin birçok tereddüt ve belirsizlik bulunmaktadır. Örneğin “yabancı kaynaklar” ibaresinden bilançonun pasifindeki tüm yabancı kaynakların mı anlaşılacağı, yoksa sadece faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında gider ve maliyete neden olan unsurların mı anlaşılacağı, hangi tarihli bilançonun esas alınacağı gibi hususlar belirsizdir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın konu hakkında Tebliğle bir açıklama yapması beklenmelidir.
Yukarıdaki belirsizlikleri bir kenara bırakılarak çok basit bir örnekle Finansman Gider Kısıtlamasını (FGK) şu şekilde açıklamak mümkün olabilir: Örneğin 2021 yılı bilançosundaki öz kaynakları 1.000.000 TL, banka kredilerinin TL karşılığı 4.000.000 TL olan bir işletme, bu krediler nedeniyle 2021 yılında 200.000 TL faize ve 600.000 TL kur farkı giderine katlanmış ise, bu işletme aşağıdaki tutarları Kanunen Kabul edilmeyen Gider (KKEG) olarak kurum kazancına eklemek zorunda olacaktır.
Yabancı Kaynak Aşım Oranı = (4.000.000 TL-1.000.000 TL) / 4.000.000 TL
= %75
FGK kapsamına giren giderlerin hesaplanması = (200.000 TL + 600.000 TL) * %75
= 600.000 TL
KKEG Tutarı = 600.000 TL * %10
= 60.000 TL
Zaten son derece karmaşık vergi rejimimiz, son zamanlardaki binek otomobil gider kısıtlaması, finansman gider kısıtlamaması gibi uygulamalar ile tamamıyla içinden çıkılamaz, farklı yorumlara ve uygulamalara son derece müsait, dolayısıyla mükellefleri cezai uygulamalar ile karşı karşıya bırakma ihtimali çok yüksek bir rejime doğru götürülmektedir. Sadeleştirilmek/basitleştirilmek yerine karmaşıklaştırılan bir vergi rejiminin vergi gelirlerini artıracağından ciddi şüphe duymaktayız. Yukarıdaki basit örneği ele alırsak toplam 800 Bin TL’lik finansman giderinin karmaşık hesaplamalarla 60 Bin TL’lik kısmının vergilendirilmek ve bunun üzerinden şirketlerden 12 Bin TL tutarında kurumlar vergisi alınmak istenilmesi görüşümüze göre rasyonel / etkili bir vergileme yöntemi olamaz. Sadece kayıtlı mükellefleri hedef alan bu tür vergileme yöntemlerinden bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Bu Sirkülerimize ilişkin görüş, öneri ve sorularınızı ‘ye iletebilirsiniz.
Saygılarımızla.
ÖNER BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM A.Ş.
04-02-2021
Sirküleri İndirmek İçin Tıklayınız. Bu sayfa 8 kez okunmuştur.